23 Eylül 2015 Çarşamba

Kimberley Freeman - Kor Adası Kitap Yorumu

Kitap Adı: Kor AdasıYazar: Kimberley Freeman 
Sayfa Sayısı:480
Basım Yılı:2015

Arka Kapak:
Göz ardı ettiğiniz gerçekler er ya da geç çıkar karşınıza tamamlanmak için. Yüzleşin ki ruhunuz arınsın.

1891 yılının İngiltere'sinde Tilly Kirkland, rüya gibi bir evlilik yaptığını düşünürken kendini bir kâbusun tam ortasında bulur. Yaşadığı talihsizlikler onu Avustralya'ya, Kor Adası'nda bir malikâneye getirir. Burada bir yerel cezaevi müdürünün kızına mürebbiyelik yapacaktır. Aslında her günbatımında adeta bir kora dönüşen bu adaya hayatının cezasını çekmek için geldiğini anlayacaktır…

2012 yılında ünlü yazar Nina Jones, kafasını toparlamak ve yazmakta sıkıntı çektiği yeni hikâyesine odaklanmak için Avustralya'ya büyük büyükannesinden kalma malikâneye gelir. Ancak Starwater Malikânesi'nin duvarları, onun yıllardır sakladığı büyük sırrının kanıtlarıyla doludur. Keşfettiği her kanıt ise Nina'nın büyük bir gizemi çözmesini sağlayacaktır. 

Üçüncü kitabıyla hayranlarının kalbine bir kez daha kazınacak olan Kimberley Freeman'ın romanı Kor Adası, yarım kalan gerçeklerin sonsuza kadar saklı kalamayacağını ve ne olursa olsun kalbimizin sesine kulak vermemiz gerektiğini anlatıyor. 





         Sene 1891. Tilly Kirkland adında bir kadın. Terzi önünde tesadüfen karşılaştığı bir adama aşık oluyor. Jasper'a. Tilly zaten büyükbabasıyla yaşıyor ailesi yok. Büyükbabası da evlenmesini istediği için Jasper'la evleniyor. Tilly, Jasper'ı fazlasıyla seviyor. Jasper da Tilly'yi...
Derken hiçbir şeyin beklediği gibi olmadığını fark ediyor. Rüya gibi bir hayat beklerken kabusla karşılaşıyor. Jasper'ın beklediği gibi olmadığını fark ediyor. Binbir zorluk yaşıyor. Kocasının yaptıklarına göz yumuyor. Fedakarlıklar yapıyor. Hepsi bir hiç uğruna... Acılar üst üste geliyor. Öğrendiği gerçekler tokat gibi çarpıyor. Üstüne bir de yaşadığı talihsiz kaza var. Ve Tilly yaşadığı yeri tamamen terk ederek Kor Adası'na gidiyor. Eleanor Holt'un mürebbiyesi olarak yepyeni bir hayata başlıyor, Kor Adası'nın içindeki ateşi söndürmesini acısını hafifletmesini umarak. 

         Sene 2012. Ünlü bir yazar Nina Jones büyük büyükannesi Eleanor Holt'tan kalan Starwater malikanesine kafa dinlemeye gidiyor. Evin tadilata ihtiyacı var ve ev yenilenirken Nina da adada biraz kalmayı planlıyor. Yazması gereken yeni bir kitap, atlatması gereken bir ayrılık acısı, üstelik bir de evin duvarları arasında bulduğu günlük sayfaları var. Bu sayfaların sahibi ise Eleanor Holt. Ayrıca Joe var. Evin ufak tefek işlerini yapan, tamir eden sevilesi bir adam. 

         Eleanor ve Tilly'nin arkadaşlığına, sırlarına, mutluluklarına, hüzünlerine şahit oluyoruz. Aynı zamanda Nina'nın hayatının zorluklarını okuyoruz.

         Fakat hikayenin ana karakteri Tilly'ydi. Kadın olmak her zaman zor fakat Tilly o dönemlerde sığınağı, desteği olan büyükbabasını kaybedip tek başına ayakta kalmaya çalışan bir kadın. Mürebbiye olarak hayatına devam etmeye çalışıyor. Bir yandan da içindeki pişmanlık onu tüketiyor. Tilly'nin hikayesi bambaşkaydı. Uğradığını ihanetler, yaşadığı kalp kırıklıkları, geride bıraktıkları...

         Okurken o kadar değişik hisler içindeydim ki. Ah Jasper meğer tam bir pislikmişsin. 

         Kitap çok güzeldi zaten ben bu tarz okumaya bayılıyorum. Sarah Jio severlerin Kimberley Freeman'ı büyük keyifle okuyacağından eminim. Çevirisi çok güzeldi. 400 küsür sayfalık kitap fakat su gibi akıp gidiyor. Geçmişle günümüzü birbirine bağlayan bu roman bence okunmalı.  Bir süre yaşadığım boşluk hissinden kurtulamayacağım sanırım. 
Puanım :

0 yorum:

Yorum Gönder