11 Ekim 2016 Salı

Paullina Simons - Bronz Atlı Kitap Yorumu

Kitap Adı:Bronz Atlı
Yazar Adı:Paullina Simons
Orijinal Adı:The Bronze Horseman
Seri Bilgisi:
The Bronze Horseman #1
Sayfa Sayısı: 663

Arka Kapak:
Acımasız bir kışın ve alman Ordusu tarafından kuşatılan 1941 Leningrad`ında, Metanov ailesi hayatta kalabilmek için olağanüstü zor şartlar altında inanılmaz bir yaşam mücadelesi veriyorlardı. Yicecek kıtlığı ve düşen bombaların arasında Tatyana ve Kızıl Ordunun genç subayı Aleksandr kendilerini savaş kadar tehlikeli sırların ve aileyi dağıtan imkânsız bir aşkın içinde bulmuşlardı. Stalin`in katı kurallarının geçerli olduğu Rusya, Hitler`in ülkeyi işgalinden sonra daha da şiddetlenen ölümcül baskıları arasında sıkışan âşıklar, bir yandan tarihin tarihin gizli kalmış köşelerine savrulurken bir yandan da kapılarını modern dünyaya açmaya hazırlanan bir asrın dönüm noktasında durmuşlardı.


Yorumum:

Bitti...
Başladığımdan beri elimden bırakamadığım kitap bitti. Şu an yarım kalmış hissediyorum.

Sovyetler Birliği'nin en kanlı günleri. Almanya ile yaşanan savaş yüzünden ülke berbat durumda. İnsanlar aç.
17 yaşındaki Tatyana savaş yüzünden eve yiyecek almak için dışarı çıktığında bankta otururken yolun karşısında onu görüyor, Alexander'ı.
Göz göze geliyorlar ve 2 gencin hayatları o anda birbiriyle kesişiyor.

Keşke kesişmeseydi ama iyi ki kesişti. Zamanlama yanlıştı.



Kitabı okurken resmen kriz geçirdim. Alexander tam anlamıyla bir şerefsiz ama o kadar harika ki hayatımda ilk defa böyle bir karakteri sahiplendim.
Bir bakış atıyor, bir gülümsüyor sanki ben Tatyana'ymışçasına eriyip bitiyorum. Fark ettim de bir erkekte üniforma gerçekten şart.
Neden Alexander'a aşık olduklarını anlamak zor değil. O korumacı tavırları
, fedakarlıkları, insanın içine işleyen bakışları, gülümsemesi... Daha ne olsun ki? 
Tek bir şey dışında. Şerefsizliği.

Kitap sizi içine çekiyor ve bitirmeden bırakamıyorsunuz. Ama bittiğinde de keşke bitmeseydi diyorsunuz. Yazar öyle güzel yazmış ki tebrik edesim geldi. Karakterlerin her biri ayrı güzel. O savaş günlerini okuyorsunuz hatta sadece okumakla kalmıyorsunuz resmen yaşıyorsunuz. Bütün her şeyi
, aşkı, özlemi, ihaneti, açlığı, sefaleti hissederek okuyorsunuz kitabı.
Hatta kendimi o kadar Tatyana rolüne kaptırdım ki kitap boyunca kapı çalsa da Alexander gelse diye bekledim.

Ya bir durum var, kitabın bütün gidişatıyla alakalı olan, işte o durum benim bütün sinirlerimi bozdu. Alexander'ı parçalayasım geldi.
Sen kim köpeksin ya? Ama öyle böyle değil çok seviyorum ya. Of şu an gözlerim yaşlı, kalbim kırık... Sonu beni o kadar üzdü ki. Alexander yaptı yine şerefsizliğini.
Sürekli bu çocuğa şerefsiz dedim ama okuyun, anlarsınız.
Bana hak vereceğinizden eminim.

Kitap o kadar güzeldi ki sevgimi kelimelerle anlatamıyorum. Ömür boyu tek bir kitap okumam gerekse ben Bronz Atlı'yı seçerdim. Öyle bir sevgi.
Milyon kere okuyabilirim.

Çok kalın gibi gözüküyor ama kitap bitince neden daha fazlası yok diye ağlayacak hale geliyorsunuz. O yüzden Allah'tan ikinci kitap var da işkence gibi bir bekleyiş yaşamayacağım.

Hemen gidip 2. kitap olan Tatyana ve Alexandr'a başlıyorum yoksa bu şekilde dayanamam.

Bronz Atlı benim için fazlasıyla özel bir kitap oldu. Bırakın 5 yıldız vermeyi 555 yıldız olsa yine veririm.

2 yorum: