26 Kasım 2015 Perşembe

Kitap Tanıtımı #2 Laurie Halse Anderson - Konuş Benimle


Eser Adı : KONUŞ BENİMLE 
Orijinal Adı : SPEAK
Yazar : LAURIE HALSE ANDERSON
Yayınevi : GO!
Etiket Fiyatı : 19.00 TL
Sayısı : 304
Baskı Tarihi : Kasım 2015

Arka Kapak:


Konuşmak gittikçe zorlaşıyordu. Boğazım sürekli acıyor, dudaklarım kuruyordu. Geceleri uyurken çenemi o
kadar sıkıyordum ki sabahları başım ağrıyordu… Ne zaman annemle, babamla ya da öğretmenlerden biriyle
konuşmaya çalışsam ya kekeliyor ya da donup kalıyordum. Sorunum neydi benim?

Melinda Sordino’nun bir sırrı var. Ama sırrını paylaşabileceği kimsesi yok. Bütün arkadaşları, hatta tanımadığı
insanlar bile ondan nefret ediyor. Ve günden güne içine kapanan Melinda, çareyi susmakta buluyor.
Yalnızlaştıkça susuyor, sustukça yalnızlaşıyor. Ta ki O ŞEY’den kaçıp saklanamayacağını, O GECE’yi
unutamayacağını anlayana dek…




Konuş Benimle yurtdışında fazlasıyla beğenilen bir kitap ve bizde de GO Kitap tarafından çevrildi. Arka kapak yazısı bile heyecanlandırdı. Ben de aşırı merak ediyorum ve hayal kırıklığına uğratmayacağını tahmin ediyorum ^^ 

Kitap Tanıtımı #1 James Bowen - Bob'un Armağanı

   


Bob'un Armağanı


James Bowen


Bob ve James’in sıcak dostluğu, yeni bir Noel macerasıyla tekrar okurlarıyla buluşuyor.

James bulduğu yaralı kediyi sokaklardan kurtardığından beri hem ikisinin hem de Sokak Kedisi Bob ve Bob’un Dünyası kitaplarını okuyan milyonların hayatı değişmiş, James ve Bob eşsiz bir arkadaşlık kurmuşlardı.

Bob’un Armağanı’nda ise James, sokakta geçirdiği Noelleri ve Bob’un ona en zor zamanlarında nasıl yardım ettiğini hatırlarken aynı zamanda Noel’in gerçek anlamını da kavramaya başlıyor.

Veronica Rossi - Sonsuz Gökyüzünün Altında Kitap Yorumu

Kitap Adı: Sonsuz Gökyüzünün Altında
Yazar Adı: Veronica Rossi
Seri Bilgisi: Under The Never Sky #1
Orijinal Adı: Under The Never Sky
Basım Yılı: 2015



Arka Kapak:
Ölmenin milyonlarca, yaşamaninsa tek bir yolu var Tehlike dolu bir dünyada siradişi bir ittifak Dünyalarin ayirdiği ancak kaderin birleştirdiği bir aşk

Aria bütün yaşamını Hayal'in korunaklı kubbesi altında geçirmiştir. Genç kadının bütün dünyası bu izole şehrin duvarlarıyla sınırlıdır. Ona Dışarı'da soluduğu havanın bile ölümcül olduğu öğretildiğinden Hayal'in kapılarının ardında neler uzandığını tahmin dahi etmemiştir. Annesi kaybolunca onu bulmak için Dışarı'daki çorak araziye çıkmak zorunda kalır ancak hayatta kalmanın çok zor olacağının bilincindedir.

Dışarı'dayken Perry adında bir Yabancı'yla tanışır. Bu yabani adam da birini aramaktadır ve Aria'nın hayatta kalabilmek için tek şansıdır. İki genç, aradıkları sorulara cevap bulabilmek için birbirlerine umut ışığı olacak ve sıradışı birliktelikleri Sonsuz Gökyüzünün Altında yaşayan insanların kaderini belirleyecek bir bağa dönüşecektir…




Herkese merhaba 🙋 Sonsuz Gökyüzünün Altında bitti.

        Kısaca konusundan bahsedersek gökyüzü Eter adı verilen bir maddenin etkisi altında. Eter sürekli gökyüzünde dönüyor ve insanların yaşam alanlarını mahvediyor. Eter fırtınaları var her yere şimşek düşüp yakıp kavuruyor.

        İşte Hayal bütün bu Eter'den uzak, güvenilir, en iyi imkanlara sahip yaşam alanı. Burada Akıllıgöz'ü kullanarak sanal Diyar'lara yolculuk yapıp gerçekmiş gibi eğleniyorlar. Hastalıklar yok, bebekler en iyi gen kombinasyonlarına göre yaratılıyor. Buna Hayal'deki genetik mühendisleri karar veriyor. Gerçeklikten uzak ama gerçekten çok daha iyi bir hayat süren ufak bir topluluk yani. Dışarıda tehlikenin içinde yaşayan insanlara ise Vahşi'ler diyorlar.

        Bir gün Aria annesinden haber alamamaya başlıyor. Merak ediyor. Ve Hayal'in dışına çıkıyor. Yolda karşılaştığı bir Vahşi ile yola düşüyorlar. Ikisinin de istediği farklı aslında ama yolları aynı yere çıkıyor. Uzun bir yolculuk bizi bekliyor anlayacağınız.

        1 aydan sonra okuduğum ilk distopya olduğu için ben baya büyük beklentiyle başladım ve hakkında çok iyi yorumlar duymuştum.  Beğendim fakat çok iyiydi diyemem. Kurgusu, karakterleri, yazarın dili, çevirmenin dili güzeldi. 3. kişi ağzındandı ve 2 karakterin de bakış açısından anlatılıyordu. Bu da karakterlerle bütünleşmeyi biraz zorlaştırıyor. Ayrıca geçtiği Dünyayı kafamda tam canlandıramadım yazar o konular üstünde çok durmamış çok çabuk geçmiş. Nasıl bir yer, neler var anlatmamış. O yüzden ilk 100 sayfa kadar etrafı çözmekle meşguldüm.

        Kitap hakkında kötü düşünmeyin fazlasıyla güzeldi ama dediğim gibi çok şey beklemiştim belki ondan biraz hayal kırıklığına uğradım. Seriye tabi ki devam edicem çünkü devam kitapları elimde mevcut 🙊 Tavsiye ederim siz de okuyun ama elinizde daha iyileri varsa ( Karanlık Zihinler, Efsane, Meleğin Düşüşü, Bana Dokunma vs.) onlara öncelik verebilirsiniz.

Puanım: 

5 Kasım 2015 Perşembe

KABT #7 Patricia Scanlan - Seni Bana Getiren Mektup



Kitap Adı: SENİ BANA GETİREN MEKTUP
Yazar Adı: PATRICIA SCANLAN
Orijinal Adı: WITH ALL MY LOVE
Basım Yılı: 2015


Arka Kapak:
Bir mektup her şeyi değiştirir... Seni bana getirir...

Briony küçük kızıyla birlikte, İspanya'da yaşayan annesi Valerie'yi ziyarete gider. Masmavi Akdeniz sularına karşı oturmuş fotoğraf albümüne bakarken sayfaların arasında kendisine yazılmış bir mektup bulur. Mektup, Briony'nin kendisiyle görüşmek istemediğini düşündüğü büyükannesi Tessa'dandır.

Briony bu mektupla sadece büyükannesiyle ilgili gerçeği öğrenmekle kalmaz, aynı zamanda annesi ve kaybettiği babasıyla ilgili sırları da gün yüzüne çıkarır. Briony, Valerie ve Tessa'nın hesaplaşmalarla, aşkla, pişmanlıkla, her şeyden önemlisi sevgiyle örülü hikâyesi hem duygulandırıyor hem de tatlı bir tebessüme dönüşüyor.


          Hepinize merhaba 🙋           Seni Bana Getiren Mektup tur kapsamında okuduğumuz bir kitaptı.

          Briony küçük kızı Katie ile İspanya'da yalnız başına yaşayan annesi Valerie'yi ziyarete gidiyor. Tatil yaparım kafa dinlerim diye düşünüyor. Bir gün fotoğraf albümünün içinden kendisine yazılmış bir mektup buluyor. Tabi hemen açıp okuyor ve hayatının şoku... Mektup yıllar yıllar önce yazılmış hem de Briony ile bir daha görüşmek istemediğini düşündüğü büyükannesi Tessa tarafından. Ne yapacağını bilemeyen Briony annesine durumu soruyor ve gerçekler gün yüzüne çıkmaya başlıyor.
Valerie çok genç yaşta sevdiği adamı, Jeff'i kaybediyor. Briony ile bir başına kalıyor.

          Kitabımız Valerie ile Jeff'in tanışma hikayesini anlatıyor. Birlikte geçirdikleri günler, Valerie'nin evlilik öncesi hamile kalması, iki aile arasında yaşananlar, Tessa'nın Valerie'yi hiçbir zaman sevmemesi, Valerie'nin genç yaşında yaşadığı zorluklar, tek dostu olan Lizzie'nin Valerie için yaptığı fedakarlıklar, Jeff'in ölümü ve çok daha fazlası...

          Tabi Briony mektubu bulduğu zaman bunların hiçbirini bilmiyor ve Briony için sıra Valerie'nin hikayesini dinlemeye gelince Valerie'nin her zaman yanında olan dostu Lizzie de İspanya'ya geliyor. Briony'ye bütün hikayeyi baştan sona anlatıyorlar ki Briony seçimini yapabilsin. Ama bir hikaye her zaman çift taraflıdır değil mi? Kim bilir Tessa neler yaşadı da böyle bir insan oldu onu da Tessa kendi hikayesini anlatırken öğreniyoruz. İşte kitabımız böyle bir içeriğe sahip.

          Ben bu kitaba bayıldım. Sımsıcak bir hikayeydi. Bana yoğun duygular yaşattı. Bir insanın yaşadığı zorluklar karşısında duruşunu, bazen ne kadar bencil olabileceğini, karşı tarafın davranışlarının kendisini nasıl etkilediğini anlatan mükemmel bir kitaptı. Arada sırada fantastikler dünyasından uzaklaşıp böyle kitaplar okumak çok güzel oluyor. Gerçek hayatı konu alan kitaplardan en beğendiklerim arasında yerini aldı bile. Çok akıcıydı nasıl bittiğini anlayamadım. Yağmur sonrası, Mart menekşeleri gibi kitapları okumayı sevenlere tavsiyemdir. Yok ya ben fantastik okurum diyenler de mutlaka göz atsın bence seveceksiniz. 
Ayrıca Jeff gibi bir insan hepimize lazım bence 🙈

Puanım:

KABT #8 Phillip Margolin - Kanlı Hesaplaşma


Kitap Adı: Kanlı Hesaplaşma
Yazar Adı: Phillip Margolin
Orijinal Adı: Gone But Not Forgotten
Basım Yılı: 2015

Arka Kapak:
Portland karanlığa gömülmüştü. Zengin ve saygın adamların eşleri birer birer kayboluyordu. Bu kayıpları birbirine bağlayan yegâne işaretse tek bir siyah gülle, üzerinde Gitti Ama Unutulmadı yazan nottu. Bu durum geçmişte ülkenin bir diğer ucunda yaşanan dehşetin yeniden ortaya çıkması anlamına geliyordu. Tıpkı o zaman olduğu gibi korku dolu günler yaşanacak, peşi sıra ölümler olacaktı. Bir katilin gölgesi hayatını karartırken, savunma avukatı Betsy Tannenbaum bir kâbusun içinde kapana kısılmıştı. Çok yakında soğuk, güçlü ve hilekâr bir müvekkili savunmak için sahip olduğu her şeyi ve sevdiği herkesi tehlikeye atacaktı. Bu adam bir kurban da olabilirdi bir cani de.




       Herkese merhaba 🙋 Kitap Avcıları olarak okuduğumuz Kanlı Hesaplaşma bitti.

       Hunter's Point kasabasında kadınlar kayboluyor. Cesetleri bile bulunamıyor. Kaybolan kadınların evlerinde siyah bir gül ve bir not bulunuyor: Gitti Ama Unutulmadı. Katil o kadar başarılı ki arkasında hiçbir delil bırakmıyor. Olay yerinde boğuşma izi bile yok. Dedektifler, polisler peşine düşüyor. Daha sonra Peter Lake adındaki başarılı avukatın karısının ve kızının öldürülmesi ve olay yerinde gül ve notun yanında bulunan cesetler, işleri çıkmaza sokuyor. Kim bu katil? Nancy Gordon kendini bu işe adamış bir dedektif. Hunter's Point'teki olayın üstü örtülüyor katil bulundu deniliyor ve dava kapanıyor. Sizce olay yerinde hiçbir delil bırakmayan biri bu kadar kolay bulunabilir mi? 

       Yıllar sonra Gül katilinin Portland, Oregon'da tekrar ortaya çıkması kafalarda soru işareti bırakıyor. Nancy Gordon katilin peşinde ve bu sefer kim olduğunu biliyor.

       Betsy Tannenbaum adlı avukat bütün gayretiyle bu işe girişiyor. Müvekkilini korumak için neleri tehlikeye atacak? Daha doğrusu davası uğrunda her şeyi tehlikeye atmaya değecek mi? 

       Ben polisiye okumayı sevmem açıkcası hiç tarzım değil fakat gerçekten Kanlı Hesaplaşma fikrimi değiştirdi bundan sonra gelsin polisiyeler. Ya en başından katil belli tamam diyorum kafam rahat bir bakıyorum başka başka olaylar, kişiler. Hiçbir şey tahmin ettiğim gibi gitmiyor. Tamam kesin suçlu bu diyorum o kişinin olayla alakası bile olmuyor sınavda 1-2'ye doğru diyip cevabın yalnız 3 olması gibiydi. İlk 30 sayfa kitabın akışını anlayamadım. Kitapta çok fazla karakter var orası birazcık zorladı beni kimin kim olduğunu unuttum sürekli başa dönüp baktım.

       Kitap sayesinde ceza hukukuna merak saldım. O kadar akıcıydı ki tek solukta okunacak bir romandı. Kitabın hukuku bilen biri tarafından yazıldığı belli -yazar avukatmış- Yazarın dili çok güzeldi fakat iş yazarda bitmiyor çevirmenin de bir o kadar önemli olduğunu biliyoruz. Çevirmen çok güzel iş başarmış. Polisiye seven herkese gözüm kapalı öneririm, polisiye okumaya başlamak için de güzel bir seçim olur ama polisiye sevmiyorsanız pek tavsiyem değildir. 

Puanım :