22 Eylül 2015 Salı

Paula Weston - Sis Kitap Yorumu

Kitap Adı: SisYazar: Paula Weston 
 Orijinal Adı: Haze

 Seri Bilgisi: The Rephaim #2

 Sayfa Sayısı:376
 Basım Yılı:2015

Arka Kapak:
"Ama ya Jude'u bulamazsak?"

Sıcak nefesi tenime değiyordu. "Eğer hayattaysa, bulacağız." "Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?" Ona inanmayı feci halde istiyordum ama Rafa'ydı bu. Varı yoğu aksiyon olup hiç planı olmayan adam.

Gülümsemesi yorgundu, imalı. Hatırlamadığım ortak geçmişimizin bir yansıması. "Çünkü ben vazgeçecek kadar zeki değilim, sen de nasıl vazgeçilir bilmiyorsun."

Gaby Winters'ın kâbusları artık sona ermişti. Ancak hâlâ bilmediği ve inanamadığı çok şey vardı. Eski hayatının büyük bir kısmını hâlâ hatırlayamıyordu. Bir zamanlar Refaimler'in, yani saniyeler içinde ülke değiştirebilen kanatsız yarı-meleklerin en iyi dövüşçülerinden biri olduğuna hâlâ inanmıyordu. Ve iblislerin var olduğuna... Ve Rafa'nın yanında kaldığına... Ama en önemlisi, ikiz kardeşi Jude'un hâlâ hayatta olduğuna bir türlü inanamıyordu.

Gaby'nin öğrenmesi gereken çok şey, yenmesi gereken daha çok düşman vardı. En önemlisi ise, tüm korkularına rağmen erkek kardeşini bulmalıydı. Macera daha yeni başlıyor, tehlikeli karanlık giderek yaklaşıyor...





          Yılın 80. kitabı olan Sis bitti. Tükendim resmen tükendim.           Gölgelerden hatırlarsınız geçmişinden ufak hatıralar dışında kim olduğunu bile bilmeyen Gaby, öldüğünü düşündüğü ikiz kardeşi Jude, Gaby'yi yazdığı hikayeden yola çıkarak bulan Rafa, Refaimler ve çok daha fazlası. İlk kitabın sonlarına doğru Rafa Jude'un yaşadığına dair düşüncelerinden bahsediyordu. İkinci kitabımızda da Jude'u arama çalışmalarına tam gaz devam ediyorlar. Rafa ile Gaby'nin arasındaki ilişki ise iyice karmaşık bir hal alıyor.          Ayrıca bir sürü yeni karakter ile tanışıyoruz. Mya da bunlardan biri. Kendisini hiç ama hiç sevmediğimi belirteyim -_- 


          Kitabın can alıcı noktası Refaimleri bile kaçamayacakları bir duruma sokan bir şeyin iblislerin eline geçmesiyle başlıyor. Refaim dünyası karışıyor. Güçler birleşiyor. Düşmanlar birlik oluyor.          Her şeyi anlarım ama o nasıl sondu?

          İlk kitaptan farklı olarak dili geçmiş zamanla yazılmış bu sayede kitaba adapte olmak kolaylaşmış. Daha bir güzeldi. 
          İlk kitaptaki heyecanın 3 kat fazlasını düşünün. İşte bu kitap öyleydi. Her sayfa bir aksiyon, bir koşturmaca, bir savaş... Zaten olayları çözmeye çalışmaktan beynim yandı o kadar karışık ki.
Çoğu melek kitabı arasından kolayca sıyrılıp dikkat çekecek bir kitap. Yine de sanki bir şeyler eksikti. Tatmin olamadım. Bağlanamadım yani. Niye böyle oldu anlamadım. Çok beğendim ama nasıl desem... Öyle işte. Yine de alın okuyun çünkü harikaydı. 3. kitap için sabırsızlıkla bekliyorum. Sonu iğrençti.
Sevgili yazarlar böyle sonlar yazıp da okuyucuları mağdur etmeyin. Biten her kitabın ardından yenisi gelene kadar yas tutmaktan bıktım. Size tavsiyem 3. çıkmadan okumayın.

''Aramızın karmaşık olduğunu biliyorum ama seni öylece bırakıp gidebileceğime inanıyor musun gerçekten?''
Bu kez bakışlarını kaçırmadı. ''Sen gerçekten gitmene izin vereceğime inanıyor musun?''

''Kız gibi çığlık atıyorsun.'' Rafa yatakta yanımda oturuyordu.
''Kızım ben.''
Çıplak bacaklarıma baktı. ''Fark ettim.''

Puanım : 

0 yorum:

Yorum Gönder