15 Eylül 2015 Salı

Wendy Higgins - Tatlı Şeytan Kitap Yorumu



Kitap Adı: Tatlı Şeytan Yazar: Wendy Higgins
Orijinal Adı: Sweet Evil
Seri Bilgisi: The Sweet Trilogy #1
Sayfa Sayısı:536
Basım Yılı:2014


Arka Kapak:
ZEVK, GÜNAHIN TUZAĞIDIR…


On altı yaşındaki, lise öğrencisi Anna Whitt yaşıtlarından biraz farklı bir genç kızdır. Anna, renkler vasıtasıyla insanların duygularını görür, hatta isterse hisseder. Kilometrelerce ötedeki sesleri duyar, kokuları alır. Anna, farklı olduğunu bilir ama "ne" olduğuna dair en ufak bir fikri yoktur. Ta ki gizemli yakışıklı Kaidan Rowe ile tanışana dek. Kaidan, onun da kendisi gibi, iblis soyundan gelen bir Nefil olduğunu açıklayınca Anna'nın önünde karanlık bir dünyanın kapıları aralanır. Kaidan’ın büyüsüne kapılıp bu dünyaya adımını attığında artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Hayatı boyunca "iyi bir kız" olan Anna, ya diğer Nefiller gibi iblislere boyun eğip kötülüğe hizmet edecek ya da kaderini baştan yazacaktır…


              Tatlı şeytan yorumumu sonunda girebildim.

              Anna 16 yaşında, masum saf kızlardan. Liseye gidiyor ve hiç öpüşmemiş falan filan. Anna'nın bir farklılığı var. Etrafındaki insanların duygularını auralarındaki renklerinden anlayabiliyor. Çok uzaktaki sesleri duyup kokuları alabiliyor. Uzaktaki ufak şeyleri bile görebiliyor. Duyuları çok kuvvetli. Bunun sebebi de yarı melek yarı iblis olması. Fakat Anna bundan habersiz.



              En yakın arkadaşı Jay, Kaidan'ın grubunun çok büyük hayranı ve grup seslendirsin diye şarkı bile yazmış. İşte bir gün grubun konseri oluyor ve Anna ile Jay birlikte gidiyorlar. Eğleniyorlar, şarkılara eşlik ediyorlar. Derken grubun davulcusu Kaidan kafasını çeviriyor ve Anna ile göz göze geliyorlar. Kızımız çok etkileniyor. Jay'le birlikte kulise geçtiklerinde ise Kaidan'la ufak bir sohbet geçiyor aralarında. 


              Bundan sonra Anna'nın hayatı tamamıyla değişecektir. Nefiller, iblisler, Dükler, fısıldayan ruhlar hayatının bir parçası olacaktır.
              Nefiller, Düklerin çocukları ve her Dük'ün farklı bir özelliği var. Şehvet Dükü, Öfke Dükü vb. Ve nefiller de babalarının özelliklerini miras almışlar. Kendilerine verilen görevleri yerine getirmek yani çalışmak zorundalar. İnsanları kötülüğe yöneltmeleri gerekiyor.
              Ben kitabı tamamıyla vakit kaybı olarak gördüm. Okumasam da olurmuş. Hatta keşke okumasaydım. Bir kere konusunu hiç beğenmedim. Tamam çok akıcıydı nasıl bittiğini fark etmedim ama hiç tat alamadım kitaptan. 
Kitabın yazılış amacını anlamadım zaten. Hani bir kitapta giriş gelişme sonuç olur ya ilk kitabın tamamı giriş kısmıydı. Karakterlerle tanışma, özelliklerini keşfetme gibisinden. Bir kere Anna kadar salak, saf, gerizekalı kız görmedim. Yazar masum kız yaratayım derken rezalet bir şey çıkarmış ortaya. Kaidan kötü çocuk olsun istenmiş dengesiz, değişik bir şey olmuş. Karakterlere ısınamadım. Kitaba ısınamadım. Beğeneni fazla olan bir seri gerçi ben buna anlam veremedim fakat benim için hayal kırıklığı oldu. 2. kitabı elimde olmasa kesinlikle devam etmezdim. Asla ve asla tavsiye etmiyorum.


Puanım:

0 yorum:

Yorum Gönder