7 Haziran 2015 Pazar

Marie Lu - Efsane Kitap Yorumu


Kitap Adı: Efsane
Yazar: Marie Lu
Orijinal Adı: Legend
Seri Bilgisi: Legend #1
Sayfa Sayısı:320
Basım Yılı:2014
Yayınevi: Pegasus Yayınları


Arka Kapak:
Gerçek, Efsane'ye dönüşecek

Bir zamanlar Amerika Birleşik Devletleri'nin batı kıyısı olarak bilinen yerde şimdi Cumhuriyet adında, komşularıyla sürekli savaşan bir ülke vardır. Cumhuriyet'in seçkin sınıfından gelen on beş yaşındaki üstün yetenekli June, askerî bir dehaya sahiptir. İtaatkâr, hırslı ve kendini ülkesine adamış bu genç kız onun uğruna her şeyi yapmaya hazırdır. Fakir bir aileden gelen on beş yaşındaki Day ise ülkenin en çok aranan suçlusu ve bir devlet düşmanıdır. Kendisi gibi asker olan ağabeyi Metias öldürülünce June, Day'in peşine düşer. İnandıkları şeyler uğruna savaşan bu iki gencin kesi?en yolları, onları Cumhuriyet'in karanlık sırlarına götürecektir.



       Efsane, adının tam anlamıyla hakkını veren bir kitaptı bence.
       Amerika Birleşik Devletleri artık yok. Yerinde Cumhuriyet adında bir ülke var ve Kolonilerle sürekli savaş halinde. Ülke resmen iki kısımdan oluşuyor zenginler ve aşırı derecede fakirler. Salgın bir hastalık da sürekli fakir kesimdekilerin hayatını -olandan daha fazla- zehir edip sevdiklerini ellerinden alıyor. Bu vebanın ilaçları ve aşıları elit tabakanın elinde. 
Cumhuriyet askerleri düzenli olarak evlere baskın yapıp veba taraması yapıyor. Evde veba varsa kırmızı sprey boyayla evin kapısına X çiziyorlar. 

       Hastalıklar, toplumun bölünmesi vs daha kötüsü olamaz derken bir de 10 yaşına gelen çocuklar Deneme adı verilen teste girmek zorundalar. Başarılı olamayanlar çalışma kamplarına -yani herkes öyle zannediyor- gönderiliyor. Başarılı olanlar da puanlarına göre liseye ve üniversiteye gitme hakkı kazanıyorlar, devletin üst kademelerinde görev alma imkanı buluyorlar. Tabi ki Deneme'de başarısız olanlar beklendiği üzere fakir tabakadan gelenler.  
       Deneme'den 1500 tam puan alan ise tek kişi var, June. Daha önce hiç tam puan alan olmamış.
June, seçkin tabakadan gelen zengin bir ailenin kızı fakat ailesini trafik kazasında kaybettiği için abisiyle birlikte büyümüş. Abisi Cumhuriyet'in askerlerinden biri. June askeri bir deha, zekası çok parlak. Yaşıtlarından çok önce -12 yaşındayken- üniversiteye gitmiş, bütün derslerden en yüksek notları almış. Başarılı bir asker olup Cumhuriyet için savaşmak istiyor. Ülkesi için her şeyi yapmaya hazır. 

       Day, Deneme'de başarısız olmuş, insanlardan ve Cumhuriyet'ten çaldıklarını karaborsada satarak geçinen ve bu ufak tefek suçlarından dolayı Cumhuriyet tarafından aranan ama gören kimse olmadığı için neye benzediği bilinmeyen bir çocuk. Çocuk diyorum çünkü henüz 15 yaşında. Yakalanamadığı için de Cumhuriyet bunu dert etmiş.   

       Day'in veba ilaçları çalma girişiminden sonra June, Komutan Jameson tarafından çağırılıyor. Allah'ım o komutan ne sevimsiz ne insandışı bir kadındır ya. June artık Day'i bulmak için görevlendirilmiş bir asker, o artık Ajan Iparis. Ve Day'i bulup cezasını vermek için çok istekli. İntikam isteğiyle dolup taşar vaziyette.  

       Derken bir gün Day, June'u karıştığı sokak dövüşünden kurtarıyor. Tabi birbirlerinin kim olduğunu bilmiyorlar ve Day, June'un kendisini aradığından habersiz. 

       Bu noktadan sonra aşk, güven, dostluk, ihanet, sadakat, aksiyon ne ararsanız var. 
Hani bazı kitaplar olur ilk 100 sayfa kadarı giriş kısmıdır ve insanı acayip sıkar artık kitabı yarım bırakma noktasına geliriz ya işte bu kitap onların tam zıttı. Kapağı açıp da ilk cümleyi okuduğunuz andan itibaren kalbinizi fethediyor sıkıcı geçen hiçbir sayfası yok. Olaylar ilk cümleden başlıyor. 
Yazarın betimlemeleri o kadar gerçekçiydi ki her bir kare gözümde sanki izliyormuşçasına canlandı. 

       Kitap iki karakter ağzından anlatılıyor ve Day'in kısımlarının farklı renkte mürekkeple basılması harika olmuş.
       Karakterler çok güçlü yaratılmış. Yan karakterler bile sanki ana karaktermiş gibiydi. Hepsi kendinden emin, oldukça başarılı, çevik, zor şartlar altında bile tereddüte düşmeyen kişiler. 
Okuduğum en başarılı distopyalardandı -ki etrafta çok fazla distopya var- ve çok akıcıydı. Yalnız tek sorun karakterlerin 15 yaşında olmasıydı. Day'e aşık olayım diyorum olmuyor yani. Gel de sübyancı gibi hissetme. 
              Efsane'yi Okumayı bu kadar geciktiren bi ben varımdır gerçi ama eğer okumayan insanlar varsa mutlaka ve mutlaka okuyun çünkü dehşet kaliteli. 

"Sana sokakta kullandığın ismi hiç sormamıştım. Neden Day?"
"Her gün yeni bir yirmi dört saat demek. Her yeni gün her şeyin tekrar mümkün olması demek. Anın içinde yaşıyorsun, anın içinde ölüyorsun, geçmişi ya da geleceği düşünmeden." Vagonun açık kapısından karanlık su şeritlerinin dünyayı örttüğü yere doğru baktı. "Işıkta yürümeye çalışıyorsun."


"Muhteşemsin," dedi. "Ama benim gibi birinin yanında kaldığın için ahmaksın."
Elini tutarken gözlerimi kapadım. "O zaman ikimiz de ahmağız."
 Puanım: 


1 yorum: